Okumak yerine dinlemek istersen, buradaki podcast bağlantısına tıklayabilirsin.
Düşünce yapın ile yaşamının birbirine benzediği hakkında ne dersin? Sence bugün dünkü düşüncelerinin kaçını yeniden düşündün? Biliyor musun, her gün zihnimizden 60 bin ila 80 bin arasında düşünce geçer. Ve ilginçtir ki bu daha önce düşündüklerimizle nerdeyse aynıdır. Yaklaşık olarak yüzde doksan aynı düşünceleri bir gün önce de düşünmüştük. Aynı düşünceler her zaman aynı seçimlere kapı açar. Bu seçimler de daha önce yaşadıklarına benzer sonuçları getirir. Einstein’in ‘Hep aynı davranarak farklı sonuç beklemek deliliktir’ dediği gibi bizler de hayatımızda farklılık olmasını istiyorsak o zaman farklı seçimlere ve farklı seçimler yapabilmek için de farklı düşünmeye başlamalıyız. İşte her zamanki gibi düşünmediğimizde, davranmadığımızda o zaman hayatımız da değişmeye başlar.

Kişiler neden aynı şekilde düşünmeye eğilimlidir?
Aslında çocukluktan itibaren kişinin aşina olduğu o duygular, o düşüncelerle bir hayat kurulur. Kişi aynı ailesinde gördüklerini, hissettiklerini dışarıda da aramaya başlar.
Bugün dünden farklı ne yaptın? Bir durup düşün. Dünkü düşüncelerini bir kenara bırakıp seni gerçekten heyecanlandıran neler oldu? Bu heyecanlarını bastırmak için ya da kendini sabote etmek için aklına hangi düşünceleri getirdin? Bir hayal kurdun ve onun gerçek olmasını istedin. Sonraki adımda bu hayali gerçeğe dönüştürmek için nelere gereksinimin var onlara baktın. Sonra da ama şimdi bunu yaparsam başarısız olurum çünkü yeterli param yok, tanıdıklarım az, yabancı dil konuşamıyorum, çocuklarım büyük/küçük, yaşım çok genç/yaşlı gibi pek çok şeyi aklına getirerek heyecanını bastırdın.
Bir de arkadaşlarına anlattın mı görün o zaman şenliği…Neden böyle söylüyorum biliyor musun? Arkadaşlarına anlattığında sanki olmuş gibi bir tatmin yaşadığın için eğer yeterli disiplinin yoksa o hayalin, o projeni yapmana gerek kalmadı. Duygu olarak o başarıyı hissettin. Fakat aslında gerçekleşen hiçbir şey yok. Yani kendini sabote etme yollarından biri başkalarına anlatarak sadece sözel tatmin yaşaman, gerçeğini yaşamaya olan istediğinin azalması. Bir diğeri ise yeterli…………. yok diyerek kendini küçültmen…
Sadece fark et kendini.
Bir düşünce seni nereye götürüyor?
O düşünceyle hangi yolu takip ediyorsun?
İşte tam da burada kendini şaşırtman ve değişimi kucaklaman için her zamanki düşünce şeklinden farklı olsan, nasıl olur?
Her zaman nasıl davranıyorsan şimdi öyle davranmasan farklı ne yapabilirsin?
Ne olabilirsin?
Enerjini bugün başka bir yere koysan orası neresi olurdu?
Seni içine hapseden düşüncelerinden özgürleşsen?
Eğer sürekli yere bakarak yürüyorsan arada da gökyüzüne baksan. Başını yukarı kaldırıp, uzaklara baksan. Çok yoğunsan bir gün kendine iki saat ayırsan fakat telefonun dahil hiçbir şeyle ilgilenmeden. Kendine dışarıdan baksan. Gözlemle kendini. Gerçekten düşünce şeklin hayatını yönetiyorsa nasıl düşündüğün üzerine düşünmek de iyi bir seçim olabilir. Hayatını kurduğun hikayelerden kendini serbest bıraktığında, şöyle bir gözlemci gibi dışarıdan kendine baktığında neler göreceksin acaba?
Hayat bazen zarları yeniden atar, kartları yeniden karar, sana yeniden bir seçim hakkı verir. Şimdi soru şu: Sen kendin için ne seçeceksin? Her zamanki gibi düşünmeye, hissetmeye mi devam edeceksin yoksa kapasitelerini açığa çıkaran, içinde biriktirdiklerini görünür hale getiren düşünceleri mi benimseyeceksin?
Sen neye hazırsan o da sana hazır…
Sen neye hazırsın?
Okumak yerine dinlemek istersen, buradaki podcast bağlantısına tıklayabilirsin.
Sevgilerimle,
Öznur Karaeloğlu
Seanslarımızla ilgili bilgi almak için:
oznur@olasiliklarinmucizesi.com/
instagram.com/olasiliklarinmucizesi/
facebook.com/olasiliklarinmucizesi