Okumak yerine dinlemek istersen, buradaki podcast bağlantısına tıklayabilirsin.
Etrafıma baktığımda beni her an ve her yönden saran, görmesemde varlığını bildiğim, algıladığım bazı günler yeniden keşfettiğim sonsuz enerji okyanusunda olduğumu fark ediyorum. Aslında ezoterizmde bu ‘’Düşünce formları” olarak bilinir. Ne düşünürsen onlar beslenir, büyür, güçlenir. Düşünce formları niyetle güçlenir, hayallerle beslenir, tekrarlarla yoğunlaşır ve gerçeklik olarak karşımıza çıkar yani gerçek olur. Biz bunları görmesekte, duymasakta biliriz. Nasıl bildiğimizi bilmesekte biliriz. Hani bazen deriz ya ‘’böyle olacağını biliyordum’’ işte onun gibi.

Bu düşünceler biçimlenerek, kendilerine has titreşimler oluştururlar. Düşünce şekil olarak görülemese bile zaman, mekân tanımadan hareket eden bir enerji olarak hayatımızda mevcut olur. Şunu düşündüm başıma geldi ya da bir arkadaşımı düşündüm beni aradı diye özetleyebileceğimiz hepimizin yaşadığı durumlar aslında bilmeden yaptığımız düşüncelerin form oluşturmasına izin vermemizden kaynaklanır.
Nazar için de aynı şeyler geçerlidir. Nazar dediğimiz şey, negatif düşünce formlarının kişinin hem kendi hem de başkalarının üzerinde yarattığı etkidir. Korkunun değişik biçimleri olan kıskançlık, haset etmek, kin, nefret ve öfke gibi negatif ve düşük titreşimli hislerle üretilen düşünce formları hedef alınan kişinin eterik bedenine yapışarak orada çalkantılar oluşturur. Öyle ki bu çalkantılar kişinin hayatını etkilemeye başlar.
Çok güzel bir gün geçirdiğinde ortada hiçbir sebep olmadan huzursuzluğa dönüşüyorsa, kendini çaresiz, sinirli, daha önce olmadığın kadar kaotik düşüncelere takılmış buluyorsan ‘düşük titreşimli bir düşünce formu’ sizi aşağı çekiyor olabilir. Bunu hemen fark edip önlemeleri almak çok önemlidir. Bu düşük titreşimlerden kurtulmak için kendi enerjini yüksek tutmalısın. Sen o düşük frekanslarla rezonans göstermezsen onların üzerinde hiçbir etkisi kalmaz. Bu düşük frekans formları eğer güçlenirse o zaman eterik bedene yani enerji bedeninden fiziki bedenin en zayıf bölgesine sızar ve hassas bir bölgede tahribat yaparak hastalıklara sebep olabilir.
Yorgunluk, baş ve sırt ağrıları, soğuk algınlıkları, mide bulantıları, kalp çarpıntıları, ishal gibi rahatsızlıklar saldırıya maruz kaldığımızın göstergesidir. Bu belirtiler bir uyarı olarak kabul edildiğinde hastalığa dönüşmeden değişim başlayabilir. Her gün enerjetik olarak korunmayı talep ederek, enerjini yüksek tutmaya niyet et. Her bir düşünce formu denize atılmış olta gibidir. Sen ne düşünürsen ona yakalanırsın. Benzer benzeri çeker. Ne düşünürsen sonunda onunla karşılaşırsın. Işığını parlatacak, güçlendirecek, gelişimine katkıda bulunacak neleri düşünebilirsin?
Bugün hepimiz kendimize yeniden bakalım. Enerjimizi güçlendiren, büyüten, geliştiren neler yapabiliriz? Neler düşünebiliriz, paylaşabiliriz?
Enerjetik olarak nasıl korunabileceğini buradaki linkten okuyabilirsin.
Okumak yerine dinlemek istersen, buradaki podcast bağlantısına tıklayabilirsin.
Sevgilerimle,
Öznur Karaeloğlu
Seanslarımızla ilgili bilgi almak için:
oznur@olasiliklarinmucizesi.com/
instagram.com/olasiliklarinmucizesi/
facebook.com/olasiliklarinmucizesi