Sabah esintisinin sana anlatacak sırları var. Tekrar uyuma…
Mevlana
Okumak yerine dinlemek istersen, buradaki podcast bağlantısına tıklayabilirsin.
Hayatın sana anlatacak sırları var, tekrar uyuma…
Uyan ve kendine gel…
Hayatın karşımıza çıkardığı bazı insanlar, olaylar, durumlar var. Bizi uyandırmak, kapasitemizi fark ettirmek, bizi yola çıkaracak cesareti aşılamak için karşımıza çıkıyorlar. Onlarla uğraşmadan, o durumlara kapılıp gitmeden farkındalıkla gözlemlersek işte o zaman bu durumların içinde bizler için saklanmış olan hediyeleri görebiliriz.
Senin sessizleşmiş, dinginleşmiş aklın çok daha büyük bir akışı hayatına çağırır, davet eder. Çatışma ve kaos olan yere akış gelmez. Kendi kendiyle kavgalı zihinlerde de durum aynıdır. Sürekli çatışmadan beslenenlerin içindeysen orada nezaket, huzur, ilham, cesaret bulunmaz. Orada korku, endişe, bunalım vardır. Dikkatini dağıtan çok sayıda olayın içine çekildiğini hissedebilirsin. Her gün ayrı bir olayla hayat nehrinde istediğin rotadan çok uzakta olabilirsin. Bir nevi navigasyon cihazı gibi yeniden hayat rotana, kendin olma haline dönerek sürüklenmekten kurtulabilirsin.

İçinde yaşadığın zamanı kıymetlendirerek, o dinginlikte, o rahatlıkta unuttuğun yaratıcılığa ve akışa kavuşacaksın. Kendini doğru kararlar verirken, daha önce hiç aklına gelmeyenleri düşünürken bulacaksın.
Aklına gelen bi’ fikir, belki de hayat akışını kolaylaştıracak yeni bir yaşam amacını hayatına katabilir.
Geri dönme!
Otomatikleşmiş bakış açıların, refleks haline gelen davranışlarını gözlemleyerek kendini yeniden ayarlayabilirsin. Hiçbir hayvan navigasyon cihazına ihtiyaç hissetmez. Hiçbir hayvan uyanmak için çalar saat kurmaz. Onlar hayatın içinde, kendi olarak yaşarlar. Siz hiç gördünüz mü bir köpeğin deve gibi davrandığını ya da ona özendiğini? Tüm canlılar kendi oldukları için güzeller ve akış halindeler…
Sen kendi akacağın yeri biliyor musun?
Senin yaşam amacın ne?
Nerede yaşarsan hayatın çok daha kolaylaşır?
Hangi iş seninle uyumlu?
Kimlerle birlikte olursan hayatını genişletir ve büyütür?
Çevrende seni destekleyenler mi var yoksa enerji vampirleri mi?
Kendini seni çevreleyen düşüncelerden, hiç bitmeyen ve bitmeyecek olan gailelerden uzaklaştırarak sakinleş. Kendine bu sakin alanı tanı. Sen de doğanın bir evladısın. Tıpkı tüm canlılar gibi. Doğada hiçbir canlı birbirine ne yapacağını söylemez.
Sen ne diye sana söylenilenleri, ailenden aktarılanları üzerinde taşıyorsun?
Artık tüm bu yükleri bırakma zamanı gelmedi mi?
Sen bu yükleri bıraktıkça rahatlayacaksın, gevşeyeceksin ve arzu ettiğin akış hayatına kolaylıkla akacak, gelecek.
Seninle iletişim kuran ne kadar çok kişi, olay, durum oldu. Onları hatalı kılmadan, kendini hatalı kılmadan hayatına o kolaylığı, huzuru, başarıyı, sevgiyi, gönlünden ne arzuluyorsan tümünü hayatına çağırabilirsin.
Sürekli meşgul olan insanların evrenden gelen cevapları duyacak, anlayacak, algılayacak zamanları olmuyor.
Sen kendine yeniden bak ve fark et.
Sen de doğadaki tüm canlılar gibi seviliyorsun.
Artık direnmene gerek yok.
Artık kendini ispatlamana gerek yok.
Kendini sahiplen, kabul et…
Eğer bu yazıyı okuyorsan sana gelen bir çağrıyı kabul ettiğini bil…
Aklına, bilişine, kalbine gelenleri duy…
Kendini sessizleştirdiğinde ailenle, işinle, ilişkinle, çocuklarınla sorunların varsa onları çözmenin yol ve yöntemleri sana gelecek. İçinde nasıl davranman gerektiğini bileceksin.
“Enerjinizi, doğaları gereği enerji vampirleri olan hayatınızdaki insanlardan çekin. Onlardan sevgiyle kopuk ama onlara karşı her zaman kibar, nazik, samimi ve sevgi dolu olmaya çalışın…’ diyor Dandapani.
Sen bakışını nereye yönlendirirsen hayatındaki akış doğallıkla olur?
Hayatın sana anlatacak sırları var
Tekrar uyuma,
Uyan…
Okumak yerine dinlemek istersen, buradaki podcast bağlantısına tıklayabilirsin.
Sevgilerimle,
Öznur Karaeloğlu
Seanslarımızla ilgili bilgi almak için:
oznur@olasiliklarinmucizesi.com/
instagram.com/olasiliklarinmucizesi/
facebook.com/olasiliklarinmucizesi